İLK GÖZ AĞRIM:

ACİL İHTİYAÇ PROJESİ VAKFI

SİZİN İHTİYACINIZ OLMAYABİLİR AMA ONLARIN VAR!!!

aipDostlarımın bildiği gibi yıllardır sivil toplum çalışmaları konusunda uğraşıyorum. Aynı zamanda yoksul çocuklar ve ailelerine destek olan A.İ.P. Vakfı’nın kurucu başkanıyım.

Aranızdan bazı dostlarım, vakfın çalışmalarına gönüllü olarak katılıyor ya da maddi destek veriyor. Bazılarınızın ise belki de ilk kez şimdi duyuyorsunuz. Vakfı özveriyle sürdüren sevgili çalışma arkadaşlarımla birlikte, bugüne kadar binlerce ailenin derdini paylaştık, yüzlerce çocuğun eğitimini sürdürebilmesi için katkıda bulunduk; koşullar ne kadar güç olsa da çalışmaya devam ediyoruz. Ama iktisat biliminin ilk düsturu karşımıza çıkıyor her zaman: “Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sonsuzdur!” . Geriye dönüp baktığımda A.İ.P. için 30 yıla yakın bir emek görüyorum ve katkısı olan herkesi şükranla anıyorum. İşte o 30 yıl nerede başladı aşağıda onun kısa hikayesini bulacaksınız.

Boğaziçili Yıllarım

Üniversiteye ilk adım attığım günden beri yoğun çalışma hayatının içindeydim. Liseyi bitirmek üzereyken metin yazarlığına başlamış oradan da  reklamcılığın her yönüyle haşır neşir olduğum bir tempoya  geçmiştim. Boğaziçili yıllarım bana okul hayatının yanı sıra iş yaşamını da sürdürebilme gibi bir lüks sundu ve ben de bunu şevkle değerlendirdim.

Benim okuduğum dönemde Boğaziçi ülkenin en değerli sosyoloji hocalarını barındırıyordu ve onlarla aynı odada bulunmuş olmanın bile bir ayrıcalık olduğunu ileriki yıllarda daha iyi kavradım. Benim dönemim öğrencilerinin üniversitede teorinin yanı sıra bir yaşam ahlakı da aldığına inanıyorum. Çok hoşuma giden bir anektod şöyle gelişti. Efsane hocalardan birinin dersine muhteşem güneşli bir günde girdiğimizde hocayı sınıfta bulamadık. Ofisinin kapısında şuna benzer neşeli bir not yazılıydı “çocuklar hava harika, ben tenis oynamaya gidiyorum, atın kendinizi çimenlere”… Aynı hoca bizlere zaten öncesinde öyle bir çalışma ve öğrenme şevki vermişti ki bu not bize yaşam sevinci olarak ileri yıllara taşıdığımız bir felsefe oldu. Aramızdan kimse onu bir süistimal noktası olarak görmedi.

Okurken aynı zamanda çalıştığım için derslerin tadını yeterince çıkaramamış olmak nadiren bana keşke dedirten şeylerdendir. O zamanlar reklam ajansı bünyesinde; müşteri yaratıcı ekip ve prodüksiyon üçgeninde sürekli etek, ceket ya da iş kıyafetleri ile gezerdim.  Okulda derse girerken fazla yadırganmamak için iş kıyafetlerini hızla kot pantolon vb ile değiştirir derse öyle girerdim! Derslere son girip ilk çıkan da bendim. Öyle ki, vakitsizlikten okul otoparkında araba içinde kıyafet değiştirirdim. O yüzden okulda manzara ya da çimenlerde geçirdiğim vakit çok değerliydi benim için. Her dakikasını içime çekerdim. Çok alem ve nefes nefese bir Boğaziçi yaşamım oldu anlayacağınız.

A.İ.P. (Acil İhtiyaç Projesi) fikri nasıl doğdu?

Acil İhtiyaç Projesi fikrini üniversitenin ilk yıllarında hayata geçirdim. İlk ve orta okul yıllarında benzer çalışmaları yani “geniş miktarda eşya, giyecek, erzak, kitap toplayıp” Türkiye’nin ulaşılması zor köşelerine ulaştırma için başlayan çabalarla bireysel olarak hayata geçirmiştim. Fedakâr ailem ve kendi olanaklarım ile gerçekleştirmeye çalıştığım yardım çalışmalarının dağ gibi önümde dikilen ihtiyaç karşısında yetersiz kaldığını düşünüyordum. Ne zaman ki Boğaziçi’nde okumaya başladığımda belki benim gibi ‘hala başkaları için yapılabilecek bir şeyler olduğuna’ inanan birileri vardır diye düşünmeye başladım.

Bu düşünceden yola çıkarak yazdığım “Sizin İhtiyacınız Olmayabilir ama Onların Var” adlı metin daha önce yardımcı olduğum aileler kanalıyla önceleri elden ele, kulaktan kulağa, sonra ise medyanın da yardımıyla hızla yayıldı. Dostum Marie yardım konusunda çağrıda bulunduğum ve fikirlerimi paylaştığım bu metnin sokaklarda benden habersiz yayılmasını sağlayan ilk kişidir.

Bunda emeği büyük olan rahmetli Marie Saadetyan’ı bu vesile ile saygı ve sevgiyle anıyorum. Marie benim değerli bir dostumdu ve tanıdığım en cesur, vatansever, barışçıl insanlardan biriydi. Onunla ilk dost olduğumda henüz 13 yaşımdaydım. Hayatını ağdacılıkla kazanıyordu. Ve ülkenin ambalaja girmemiş, suni olmayan, şeker ve limonla evde hazırladığı en kaliteli ağdasını yapıyordu. Ağda yaparken ülke ve dünya meselelerinden konuşan belki de dünyanın en kültürlü ağdacısıydı. Paskalya zamanı bana tarihi fırından özel paskalya hazırlatır, elleriyle yumurta boyayıp sürpriz yapardı. Ramazanda komşularına saygı olsun diye onlarla oruç tutardı. Davetlerimin baş tacıydı;  sanat musikisine meraklıydı ve nefis söylerdi. Bir davette zamanın önemli bir talk showcusu ile fıkra konusunda yarışacak kadar da nükteli idi. Elim bir hastalıkla büyük metanetle çoğu zaman yapayalnız şekilde mücadele etti. Marie bir gıdım ayakta güçlükle acılar içinde durabildiği son ana kadar mesleğini bırakmadı, evine ekmeğini gerçek alın teri ile götürdü. Mütevazı hayatını olabilecek en onurlu şekilde sürdürdü son ana kadar yaşam için direndi. Nur içinde yatsın.

Böylece 1990’lı yılların başında sadece bir sivil toplum örgütü olarak hizmet verirken; 1995’te “Acil İhtiyaç Projesi Vakfı”  olarak resmi kuruluş haline geldik. Ve o tarihte Türkiye’nin en genç vakıf kurucusu ve başkanı sıfatını da almış oldum… Hatta Boğaziçi’nde, böyle artıdan alıp eksiye verme üzerine kurulu kendimce bir ekonomik teorim olduğu için bana Robin Hood diye takılırlardı… Bazıları da ev ev eşya topladığım için modern eskici derdi.

Birsen Nurluoğlu

Foto Birsen Nurluoğlu

A.İ.P. (Acil İhtiyaç Projesi) Vakfı ile tanışın

Acil İhtiyaç Projesi Vakfı İstanbul başta olmak üzere, tüm Türkiye genelindeki ihtiyaç sahiplerine sağlık, eğitim, ayni yardım (giyecek- ev eşyası – kitap…) alanında hizmet vermek; mali güçlük içindeki başarılı ve azimli öğrencilerin eğitim hayatlarına katkıda bulunmak, başlıca uğraş alanımızı teşkil ediyor. A.İ.P. Vakfı yoksullukla savaşmaya dair farklı projeleri hayata geçirmek için sürekli emek sarfeden bir kuruluş. Bugüne dek Anadolu’nun ve İstanbul’un çeşitli yörelerindeki okullarda 100’e yakın kütüphane ve 4 okuma evi kurdu.  İstanbul’ da yüzlerce aileyi sağlık taramasından geçirdi. Kamyonlarca mal kara kışta, dağda, kimsenin ulaşamadığı köylerde sahiplerini buldu. Onbinlerce aileye yardım eli uzattı.

A.İ.P.’in oldukça çeşitli bir gönüllü yapısı var. Normalde birbirleriyle ortak hiçbir yönü olmayan, hatta birbirlerinin dolaştıkları mekânları bile tanımayan kişiler A.İ.P. çatısı altında bir araya gelmeyi başarıyor. Biz bunu A.İ.P’in ‘maneviyat mıknatısı’ olarak adlandırıyoruz. Çünkü, çok fakir ve bakımsız 12 yaşında bir öğrenci,  bir İETT şoförü,  çok uluslu bir şirketin genel müdürü, orta halli bir ev hanımı, 86 yaşında bir emekli de bizim gönüllü yelpazemizde yer alıyor. Hem de ortaya çok dokunaklı tablolar çıkıyor: Akşam müdür işten çıkıyor kravatını kenara bırakıyor saydığım diğer insanlarla beraber eşya taşıyor ya da kafa kafaya verip “X aileye nasıl yardım ederiz?” diye çözüm üretiyor. 86 yaşında bir emekliyle,  aslında kendisi yardıma muhtaç genç bir insanın beraberce daha zor durumda olanlara yardım için çabalamalarını çok kıymetli buluyorum.

Sonuçta ilkokul öğrencisinden, işadamına, ev kadınından, emeklisine kadar her kesimden insan Acil İhtiyaç Projesi Vakfı için gönüllü olarak destek verebilir. Bu destek okulda eski kitapları toplayan bir kampanya başlatmak, çocuklara burs imkânı sağlamak, ortak kurumsal projeler düzenlemek, iş yerinin imkânlarını A.İ.P. için kullanmak, projede bizzat görev almak ya da değişik sektörlerin katkısını sağlamak gibi haftada yarım saatten bütün bir güne yayılan geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Çalışma sistemi gönüllülerin imece usulünü günümüze uyarlamaları çerçevesinde sürdürülmektedir.

A.İ.P. (Acil İhtiyaç Projesi) Vakfı’nı farklı kılan nedir?

Bana göre A.İ.P., çok mütevazı şartlarla çalışan, buna rağmen  dev bütçeli işlerin sonuçları alınan, bir mucize yeri. A.İ.P. Vakfı burslu öğrencileri aileleri ile bir bütün olarak ele alır ve onları maddi – manevi destekler.

Bu projeyi hazırlarken amacım, Türkiye’de tekrar imece usulünü hatırlatmak ve benzer çalışmalara özendirmekti. A.İ.P., bu alanda Türkiye’ nin ilk örnek kuruluşudur. Gerçekten de “ihtiyaç sahibi”,  “ihtiyaç fazlası eşyalar” gibi kavramları gazete kupürlerinden taradığınızda 93 sonbaharından sonra sıkça kullanıldıklarını ve moda şeklinde yayılan eşya gönderme kampanyalarının başladığını göreceksiniz. Bu yıllar benim arkadaşlarımla kapı kapı dolaşarak meslek örgütleri, sosyal derneklerde vb yardım işini anlatmaya çalıştığımız ve bireyleri / aileleri toplumsal seferberliğe davet ettiğimiz yıllardı.

“İhtiyaç sahibi”,  “ihtiyaç fazlası eşyalar” gibi kavramların gündelik dilde bilinirliğini artırarak ve başkalarına yardım etme fikrini dillendirerek okullara, mahallelere, evlere nüfuz etmesine katkı sağlamaktan gizli bir gurur duyduğumu söyleyebilirim.  Hatta bir zamanlar öz A.İ.P gibi Acil İhtiyaç Projesi yerine Acele İhtiyaç Projesi bile türemişti. Ne mutlu bize… Tüm bu kopya çalışmalar kampanya niteliğinde kalırken bizimki sürekliliğini korudu.

A.İ.P. çalışanları ihtiyaç sahiplerinin maddi manevi zorluklarını onlarla beraber yaşayan son derece azimli ve dirayetli bir ekip. Her gün onlarca ihtiyaç sahibi vakfa problemlerini anlatmak için geliyor. Örneğin genç kadın, kucağındaki bebek hasta ilaç alamıyor, kocası alkolik  7 çocuğu var ama hepsi ufak ve  onları okula gönderemiyor, en küçüğüne ise mama alacak parası yok. Daha çok kış aylarında görünen yakıt sorunu ise facia. Bunlar anlatmakla bitmez.

A.İ.P. için neler yapabilirsiniz?

Burs için bekleyenler dosyalarındaki  yüzlerce gencin hepsinin hikayeleri yürek burkan cinsten. Buna dayanmak için sinirlerinizin çok sağlam olması gerekiyor. Burs desteği vermekten, gönüllü öğretmenliğe, fakir ev ziyaretlerinde proje geliştirmeye dek farklı konularda yardımcı olabilirsiniz.

4 sihirli b projemize vereceğiniz destek ise bu projeyi daha uzun yıllara yayarak daha çok gencin hayatını iyileştirmemize katkı sağlayacaktır.

Sizden ricam, vakfa gönüllü olarak katkıda bulunmanız ve yakın çevrenizdeki dostlarınızı, şirket çalışanlarınızı bu yararlı manevi uğraşa katkıda bulunmaya teşvik etmeniz Herkesin kendisinden yardım adına bir şeyler bulacağına inandığım A.İ.P. Vakfı sosyal hizmet danışmanları ile yüzyüze tanışmanızı tavsiye ederim. (www.aipvakfi.org) (0 212 534 33 82)